3 Aralık 2016 Cumartesi

Seyreyle maziyi #17; Berkant Göktan'ın kariyerinin kırılma noktaları


Bir dönemin en büyük yıldız adaylarından biri. Hatta o dönem için şöyle diyelim, Türkiye'yi değil de Almanya'yı tercih etmiş olsa çok daha farklı bir kariyer onun olabilirdi. Bayern altyapısının da yıldız isimlerinden biriydi, o dönem Türkiye Ümit Milli Takım maçları da biraz da Berkant Göktan için izlenirdi. Bu adamın Galatasaray'a transfer olması da benim adıma çok şaşırtıcı ve fazlasıyla heyecan uyandıran bir durumdu.

Lucescu dönemi de Berkant Göktan adına fena geçmedi, sezona iyi giremedi ama sezonun devamı onun adına verimliydi diyebiliriz. 10.5 numara aslında, forvet özellikli 10 numara dediğimiz isimlerden. Kanatlarda da oynayabiliyordu, bu noktada da bir hücum jokeri. Lucescu da katkı almayı başardı, Şampiyonlar Ligi'nde de çok fazla şans verdi ve 21 yaşında bir futbolcuydu. Lucescu devam ediyor olsa belki yine iyi bir gelecek onun olabilirdi, Fatih Terim'le çok fazla yıldızlarının barıştığına pek inanmıyorum.

2001-2002 sezonunda toplamda 30 maçta 5 gol 4 asisti var, bu gol ve asistlerin hepsi ligde gelmiş. Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray'ın oyun tarzı biraz daha farklıydı, o noktada değerlendirme yapmak lazım. 

Fatih Terim dönemini yazmak istiyordum aslında, dediğim gibi o yıldızlar bir türlü barışmadı. Neredeyse sıfırlanan bir kadro vardı, bir önceki sezondan gelen nadir isimlerden biri de Berkant Göktan oldu ama o kalabalık içerisinde kayboldu. 2002-2003 sezonu da bu noktada onun için hayal kırıklığı, süre aldığı sadece 11 maç var. Herhangi bir Şampiyonlar Ligi maçında ise süre dahi alamadı, oysa bir önceki sezon 9 tane Şampiyonlar Ligi maçı vardı. 11 maçta 3 golü var, aklımda kalan etkili bir performansı olmadığı gibi çoğu maçta da kadroya dahi girememiş.


2003-2004 sezonu ise daha da büyük bir hayal kırıklığı. O sezona yönelik hatırladığım bir efsane performans var ama, 2-0 kazandığımız Juventus maçını sanırım kimse unutamaz. Kanatta oynuyordu o gün ve saf kalite bir kanat performansıydı, yıldız oyuncu gibi. O gün çok heyecanlanmış ve ilerisi adına umutlanmıştım ama o maçın öncesi de sonrası da Berkant Göktan adına kayıp. Her sezon bir önceki sezona göre daha büyük hayal kırıklığı. 12 maçta oynamış, 1 asisti var. 3 tane Şampiyonlar Ligi maçı var ama bu sefer.

Berkant Göktan adına ilk kırılma noktası Almanya tercihinde bulunmaması olabilir, ikinci kırılma noktası da Galatasaray tercihi belki de. Almanya'da kalabilirdi, mutlaka kariyeri çok daha iyi şekillenirdi. Çok büyük bir yetenekti çünkü, bugün yetenek gözüyle baktığımız Hakan Çalhanoğlu, Yunus Mallı gibi isimlere oranla potansiyeli çok daha yüksekti. 

Üçüncü bir kırılma noktası daha var ama, o da 2003-2004 sezonu sonunda sözleşmesi bittiğinde Beşiktaş'a gitmesi. Beşiktaş'ın da kadroyu sıfırladığı dönem, günde 2 tane transfer açıkladıkları zamanlar. Herkesi aldılar neredeyse, ülkeyi süpürdüler. Galatasaray ise Hagi ile küçülmeye gitti bir anlamda, transfer olayına çok girmediler, mevcut kadroyla bir şeyler denendi. Berkant Göktan'ı da tutmak istiyordu Galatasaray ama kalmadı. Kalmış olsa belki de daha fazla şans bulacaktı, 24'lü yaşlara gelmişti ve artık tecrübe zamanlarıydı. Kendi de söyler, verdiğim en yanlış karar diye. Beşiktaş'ın o kadrosu içerisinde kayboldu gitti, sadece 1 maçta süre almış, o da 26 dakika.

Daha öncesinde de Berkant Göktan'la ilgili yazmıştım, SC Nostalji köşesinin de ilk konuklarından biri olmuştu. İsteyen onu da okuyabilir;

Bu yazı da yukarıdaki fotoğraftan kaynaklı, Fatih Terim'le ikisini yan yana gördüğümde bir şeyler yazmak istedim, sonrasında konu dallanıp budaklandı. İnandığım, transferiyle beni heyecanlandıran, gidişiyle üzüldüğüm ve çok beklediğim isimlerin daima başında gelir. Yazık olan kariyerlerden biri daha..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir